18 Şubat 2016 Perşembe

Cihat

Cihat

Cihat (Arapçaجهاد "cihad" ), İslami bir terim. Arapça "mücadele" kökünden gelir ve güncel Türkçede çoğunlukla "İslamuğruna savaşma" anlamında kullanılır.
Arapçada cihad sözcüğü c-h-d kökünden türemiştir. Cehd, "gayret etme", "bütün gücünü kullanma" mânâsında, cihad ise geleneksel anlamda silah ve savaşları da kapsayan "mücadele" anlamında Kur'an ayetlerinde de kullanılan Arapça bir kelimedir.
İslam'a göre cihat dört şekilde gerçekleştirilir: kalp ile, dil ile, el ile ve kılıç ile. Bunlardan ilki insanın Şeytan ile mücadele ederek kalbini temizlemesi anlamına gelir. İkincisi İslam'ın dil ile yayılmasıdır. Üçüncüsü insanın doğru şeyleri yapması anlamına gelir. Dördüncüsü ise inançsızlarla ve İslam düşmanları ile fiziksel savaş anlamına gelir.
İslam'da semavi dinlerin mensupları kabul edilen Hıristiyan ve Yahudilerin cihat konusunda özel bir durumu vardır. Bunlar ya İslam'a geçmek ya da İslami yönetim (şeriat) altında kendi dinlerini yaşayarak baş vergisi (cizye) ve toprak vergisivermek zorundadır. Eğer her iki seçeneği de reddederlerse bu gruplara karşı da cihat ilan edilir.
Çağdaş İslam'da insanın kendisi ile olan cihadı özellikle vurgulanır.Diğer milletlerle savaşa, sadece inancın tehlikede olduğu durumlarda ve savunma amaçlı olmak kaydıyla izin verilir.

Kur'an'da cihat

Kur'an'da Allah yolunda savaşı veya mücadeleyi teşvik eden ayetlerin bazıları şunlardır:
  • "Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resûlü'nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyenlerle, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın." (Tevbe suresi, 29.)
  • ''Şunu da bilin ki, eğer Allah'a ve hak ile batılın ayrıldığı gün, iki ordunun çarpıştığı gün kulumuza indirdiklerimize iman etmiş iseniz, ganimet olarak aldığınız herhangi birşeyin beşte biri allah'ındır, peygambere, yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir.''(Enfal suresi, 41)
  • ''Fitne kalmayıncaya ve din tümüyle Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaş. Vazgeçerlerse kuşkusuz ki Allah, ne yaptıklarını iyice görecektir. '' (Enfal suresi 39.)
  • '' İnsanları rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütlerle çağır ve onlarla olan mücadeleni en güzel şekilde yap.şüphesiz ki rabbin, onun yolundan sapanları en iyi 
bilendir: doğru yolda olanları en iyi bilen de o'dur.'' (Nahl suresi, 125)
  • "Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. (Maide suresi 54)
  • "Allah, sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah, âdil davrananları sever. (Mumtehine suresi 8)
  • ''Ey peygamber! Kafirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı çetin ol.'' (Tevbe Suresi, 73. Ayet)
  • Allah'ın Resûlüne karşı gelerek geri bırakılanlar, oturup kalmalarına sevindiler. Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad etmek hoşlarına gitmedi ve "Bu sıcakta sefere çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennemin ateşi daha sıcaktır." Keşke anlasalardı. (Tevbe Suresi, 81. Ayet)
  • ''Allah yolunda savaşın ve bilin ki şüphesiz Allah hakkıyla işitendir ve hakkıyla bilendir.'' (Bakara Suresi, 244. Ayet)
  • ''Mü'minlerden özür sahibi olmaksızın oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar. Allah, mallarıyla, canlarıyla cihad edenleri, derece itibariyle, cihattan geri kalanlardan üstün kılmıştır. Gerçi Allah hepsine de en güzel olanı vadetmiştir. Ama mücahitleri büyük bir mükafat ile, kendi katından dereceler, bağışlanma ve rahmet ile cihattan geri kalanlara üstün kılmıştır. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.'' (Nisâ Suresi, 95. Ayet)
  • ''Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının, ona yaklaşmaya vesile arayın ve onun yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.'' (Mâide Suresi, 35. Ayet)
  • ''Ey Peygamber! Kafirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varılacak yerdir orası!'' (Tahrîm Suresi, 9. Ayet)

Fıkıhta

Cihat bazı fıkıhçılar tarafından bazı hadislere dayanılarak iki kısma ayrılmıştır; büyük cihatküçük cihatBüyük cihat, insanın benliğinde barındırdığı kötülüğe ve dünyevi zevke olan yakınlığına karşı verdiği mücadele olarak tanımlanmıştır. Küçük Cihad ise; islamı savunma, hakim kılma ve fiili savaş anlamda dini mücadeledir.

GEL GELELİM İŞİD ISIS VS ADLA ORTAYA ÇIKANLARIN YAPTIĞI CİHAT CİHAT DEGİLDİR KARDEŞLERİM.. ALLAH RAZI OLSUN

iman

İman (Arapçaإيمان‎‎), etimolojik olarak güvenmek ve samimiyetle inanmak anlamlarına gelir. Kuran'da sadece bir olan Allah'ave kendisinin mesajına güvenmek anlamına gelmektedir. Genel anlamda bir dine ya da yaşam tarzına gönülden bağlanmak anlamı taşır.

İslam dininde iman, Allah'a ve onun elçisi kabul edilen Muhammed'e kutsal kitap Kuran'da anlatıldığı gibi güvenerek şüphesiz, aksini düşünmeden inanmak şeklinde anlaşılmaktadır. İslam,iman esaslarını Kuran'dan alır. İmanın ilk şartı şöyledir: “Ben tanıklık ederim ki Allah’tan başka tanrı yoktur ve yine tanıklık ederim ki Muhammed onun kulu ve elçisidir.”
Tanıklık (şehadet) etmek, bir olayı görmek demektir. Olayı görmeyene tanık (şahit) denilemez. İslam'a göre Allah görülmez ama çevrede yapılan gözlemlerle onu gözle görmüş gibi kavrar, ondan başka tanrı olamayacağını anlaşılır. Burada “duyduğumuza göre” veyahut “söylendiğine göre Allah’tan başka tanrı yoktur” denmez. “Ben şahitlik ediyorum” denir. Yani olayı “gözümle görmüş gibi kesin olarak biliyorum” denir. Bununla akla kabul ettirmeden iman etmiş olunamayacağını göstermektedir. İman çoğunlukla yalın inanç şeklinde ele alınırken bazı inanç mezhepleri ameli imanın bir parçası olarak ele alır. Bu durumda ibâdetlerin terki kişinin imansız olduğunun göstergesi olarak kabul edilir.
Konuyla alakalı Kuran'da geçen iman şartları şunlardır:
“Müminler! Allah’a güvenin; elçisine, o elçiye indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaplara da güvenin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü görmezlik ederse gerçekten derin bir sapıklığa düşmüş olur.
Önce inanan, sonra görmezlikten gelen, sonra tekrar inanan, sonra yine görmezlik eden ve görmemeye devam edenler var ya; Allah böylelerini ne bağışlar ne de yola getirir.” (Nisa 4/136-137)
Bu elçi, Rabbinden kendine indirilene inanmıştır. Müminler de öyle. Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inanmıştır. 'Onun elçileri arasında bir ayırım yapmayız' derler. Şunu da söylerler: "İşittik ve boyun eğdik! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Dönüş sanadır!" (Bakara 2/285)

Musevilik'te İman

Her dinde olduğu gibi Musevilikte de İman esasları vardır bunlara İbranice’de emunot adı verilir. Museviliğin amentüsü (Credo) olan bu 13 Emunot şunlardır:
  1. Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız’ın yarattıkları onun eseridir. O yaratır ve yaratacaktır.
  2. Tüm imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız tektir, ondan başkası yoktur O bizim tanrımız olmuş ve olacaktır.
  3. Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız bir beden değildir ve bedene benzerliği yoktur hiçbir şekilde tasvir edilemez.
  4. Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız ezeli ve ebedidir O’nun dışında başka tanrı yoktur.
  5. Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız’a sadece ona dua etmeli başkasına etmemeliyiz.
  6. Bütün imanımızla inanırız peygamberlerin bütün sözleri doğrudur Tanrı tarafından kabul edilmiştir.
  7. Bütün imanımızla inanırız ki rahmetle andığımız Musa hakikatlerin peygamberi ve peygamberlerin en büyüğüdür.
  8. Bütün imanımızla inanırız ki ezelden beli elimizde olan Tevrat, Sina dağında rahmetle andığımız Musa’ya verilenin aynısıdır.
  9. Bütün imanımızla inanırız ki elimizde olan Tevrat değiştirilmemiştir ve asla değiştirilemez.
  10. Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız insanların bütün hareket ve düşüncelerini bilir. Kutsal Kitapta da yazdığı üzere : "Her birinin yüreğini yaratan, bütün onların işlerini anlayan O’dur"
  11. Bütün imanımız ile inanırız ki Davud soyundan Mesih gelecektir. Gecikmesine rağmen geleceği günü bekleriz.
  12. Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız, emirlerini yerine getirenleri ödüllendirir, emirlerini ihlal edenleri tövbe etmezlerse cezalandırır.
  13. Bütün imanımızla inanırız ki ruhumuz ölümsüzdür ve kutsal yaratıcımızın dilediği zaman ölüler hayata kavuşacaktır.

Hristiyanlık'ta İman

Katolik Kilisesi'ne göre

Katolik Kilisesi'ne göre iman esasları aşağıdaki sözlerle dile getirilir:
"İman ederim ki: Tek Tanrı'ya, her şeye gücü yeter Peder'e, gök ile yeryüzünü yaradana ve onun biricik oğlu, efendimiz İsa Mesih'e, Kutsal Ruh'tan beden alarak, bakire Meryem'den doğduğuna, Pontuslu Pilatus zamanında azap çektiğine, haça gerilerek ölüp gömüldüğüne, Araf'a (Limbos) indiğine, üçüncü gün ölülerden dirildiğine, göğe çıktığına, gücü her şeye yeten Peder Tanrı'nın sağında oturduğuna, oradan gelip dirilerle ölüleri yargılayacağına inanırım. Kutsal Ruh'un varlığına, Kutsal Evrensel Kiliseye, azizlerin birliğine, günahların bağışlanmasına, bedenin dirilmesine ve sonsuz hayata. Amin"
Hayat iman ve cihad alnımızın yazısı
Gözlerimde bir hırsı kamçılayan bir arzu
Sana ulaşan çağrı, ey şehid, ey şehid!
Alnı öpülesiler her biri bir dağ gibi
Düşseler vurulupda, kanlarıyla boğacak
Zulmün soluk sesini, ey şehid, ey şehid!
Gün geçtikçe büyüyor gönüllerin ateşi
Taş yürek ses veriyor, doğan İslâm güneşi
Çağırsın ardımızdan, ey şehid, ey şehid!